Strep A’nın İğrenç Sürükleyici Hikayesi: Kaç Günde Geçer?
Geceyi bir türlü uyuyarak geçiremediğimi hatırlıyorum. Yastığa kafamı koyduğumda, ağrıdan hiçbir şey hissetmemiştim. Ama sabah uyandığımda, sanki boğazımda bir futbol topu varmış gibi hissediyordum. Bu, Strep A’nın baş gösterdiği ilk andı. Kayseri’de, soğuk bir kış sabahı, hayatımın en kötü griplerinden birini geçirmeye başlıyordum. Ama ne hastalık, ne de boğazımın acısı… Hissettiklerim çok daha fazlaydı.
İlk An: “Bir Şey Yanlış”
Sabah, aynada kendimi gördüğümde, yüzümdeki yorgunluğu ve halsizliği fark ettim. Gözlerim kızarmıştı, boğazımda bir şey var gibiydi. Hemen telefonumu alıp internete bakmaya başladım. “Strep A kaç günde geçer?” diye arattım. Ama aradığım şey neydi? O an, sanki hayatımda bir şeyin benden kayıp gittiğini düşündüm. Gerçekten ne kadar süre daha boğazımın ağrısı devam edecekti? Ya da daha da kötüsü, bu hastalık ne kadar sürecekti? Bu soruları sorarken, içimi bir korku kaplamıştı.
İçimden “Bu kadar basit olmamalı,” diyordum. Ama basitti işte. Üçüncü günümdeyim, boğazım hâlâ ağrıyor, ateşim düşmek bilmemişti. İlk başta, bu tür şeyleri atlatabilirim diye düşündüm ama sonra kendimi bir türlü toparlayamadım. Kendimi yalnız hissetmeye başlamıştım. Hiç kimse bilmiyordu ne kadar zorlandığımı, kimse de bana “Geçer, merak etme” diyemedi. Beni kimse anlamıyordu, ama ben bu hastalığın ne kadar zorlayıcı olabileceğini çok iyi biliyordum.
İkinci Gün: Sıkışan Zaman
İkinci günün sabahı, sıcak çorba içmek için biraz daha uyanmaya çalıştım. Ama sabah uyanmak bile bir çaba gerektiriyordu. Günler geçtikçe boğazımdaki ağrı daha da şiddetleniyordu. “Strep A kaç günde geçer?” sorusunun cevabını bulmuş olsam da, o anki duygularımın her geçen dakika artan acısı çok daha büyük bir mesele haline gelmişti.
Dışarı çıkıp havaya biraz soluk almak istedim ama üşüyordum. Kayseri’nin o keskin soğuğunda, sadece sıcak yatak ve yastığa sığınarak sabahı bekledim. Ama bir yandan da içimde bir umut vardı. İlaçlarımı düzenli kullanıyordum, hastaneden aldığım antibiyotikleri gözden geçiriyordum. Hekimler “Bir hafta içinde geçer” demişti, ama her geçen anla birlikte bu bir hafta bana ne kadar uzun bir süre gibi geliyordu.
Üçüncü Gün: Küçük Bir Işık
İçimde bir kıvılcım yanmaya başlıyordu. İlaçları almaya devam ettiğimde, ağrılarımda hafif bir azalma hissediyordum. Boğazımda bir şeylerin değiştiğini, her şeyin biraz daha iyiye gittiğini fark ettim. Ama hâlâ günler vardı. Strep A’nın verdiği o dayanılmaz ağrıları ne kadar kısa sürede geride bırakabilirdim?
Bu düşüncelerle birlikte Kayseri’de bir kahve dükkanına gitmek istedim, ama soğuk o kadar sertti ki, dışarı çıkmak tam bir çılgınlık gibi geldi. Yavaşça, pencere kenarında oturdum ve dışarıyı izledim. O an, aslında hastalığın bana bir şeyler öğretmeye çalıştığını fark ettim. Acele etme, her şeyin zamanla geçeceğini kabul et. O an, boğazımda kalan o ağrı bana sabır kazandırıyordu. Bu da bana küçük bir umut ışığı sundu.
Dördüncü Gün: Sabır ve Güç
Boğazımda hala hafif bir ağrı vardı ama sıcak çorba içmek, biraz nefes almak bile moral veriyordu. Duygularım karma karışıktı; bir yandan iyileşiyor olmamın verdiği rahatlık, diğer yandan beklemek zorunda olmanın getirdiği sıkıntı vardı. Ama her geçen gün biraz daha iyi hissediyordum. O küçücük iyileşme, bana ne kadar değerli olduğunu öğretiyordu.
Bir hafta içinde geçeceği söylenmişti, ama ben kendi hızımda iyileşiyordum. Birinin bana sabırla iyileşmenin mümkün olduğunu anlatması gerekmedi; çünkü kendi içimde bunun cevabını bulmuş gibiydim. Bu, Strep A’nın bana öğretmeye çalıştığı bir şeydi. Geçti, hem de kendi hızımda.
Sonuç: Zamanın Gücü
Bir hafta sonra, hastalık tamamen geçti. Strep A’nın ne kadar süre geçeceği sorusunun cevabını artık çok daha net bir şekilde biliyorum. Gelişen her günle birlikte hissettiklerim değişti, boğazımın acısı kayboldu. Ama geriye sadece bir şey kaldı: Hayatın, bazen bizi zorlayarak, ama her zaman geçecek bir şey olduğunu hatırlatması. Bu süreçte hissettiklerimi anlatmak, belki de iyileşmeye daha yakın olmamı sağladı.
Evet, Strep A’nın kaç günde geçtiğini öğrenmiş oldum. Ama bundan daha da önemli olan şey, sabrın ve zamanın içindeki iyileşme gücünü keşfetmemdi.